2 AYDA SAĞLIKLI ZAYIFLAMA, HAMİLELİKTEN KALMA KİLOLARLA SAVAŞ

Sn. Başbakan’ın 3 Çocuk Handikabı

Sayın Başbakan birçok konuşmasında, ailelerden 3 çocuk sahibi olmalarını istediğini beyan ediyor.  Ancak doğum yapacak kilolu bayanlara fikirleri hiç soruldu mu? Yani ulusal ve toplumsal gelişimimizi yalnızca etkileyen değil, doğrudan belirleyen bireysel ve toplumsal, psikolojik ve sosyal değerler ne ölçüde göz önünde bulundurulmuştur?

Türkiye’nin stratejik, politik ve ekonomik anlamda hedeflenen konumuna ulaşabilmesinde belki de çok anlamlı ve doğru olabilecek bu istek ve yaklaşım, eksik bir şekilde ele alınmıştır. Burada göz ardı edilen; bu denli anlamlı ve büyük hedeflere ancak beden ve ruh sağlığı, dolayısıyla sosyal ve toplumsal sağlığı çözümlere ulaşmış bir ulus yapısı ile ulaşılabileceğidir.

Ulusumuz kadın oranı kapsamındaki her ‘iki kadından biri’ (1/2) Kilolu veya Obez’dir. Ve bu oran ‘üçte iki’ (2/3) ye doğru ilerlemekte!

Elimizde, aşağıdaki mesajlara kıyasla, daha da kötümser veya çaresizce aktarılan binlerce orijinal ifade mevcuttur…

Bu hisler içinde olan kadınlarımızın hamilelik sürecindeki hormonel iç yansımaları, doğacak çocuklara ne derece sağlıklı bir temel oluşturabilir? İlk hamileliğinde 30 kg. almış bir kadın sizce 2. bir hamileliği düşünebilir mi?

Kaygılı, sinirsel, yorgun, gergin, depresif ve benzeri ruh yapısı taşıyan yeni nesil bireyler ve dolayısıyla çoğunluğu bu yapıda bireylerden oluşan bir toplum; ulusumuzu özgüven, girişimcilik, dolayısıyla da üretkenlik ve ekonomik gelişim yönünde 2023’lerde, 2033’lerde bizi benimsettiğiniz hedeflere ulaştırır mı?

Ayrıca; Kilosu dolayısı ile EVLENEMEYEN, özgüvenini yitirmiş milyonları çocuk sahibi yapabilmek için önce evlenebilecekleri özgüvene, sağlıklı ideal kiloya getirmek daha anlamlı olmaz mı? Bu sadece bayanlar için değil, benzer sorun dolayısı ile cinsel performansı yeterli olmayan ve evlenmeye cesareti kalmamış obez erkeklerin de aynı korku ile evde kaldığını göstermiyor mu?

Özellikle bayanların, anlatılmaz yaşanır “Kilo Psikolojisi” dolayısı ile asosyal yaşama biçimini zoraki benimsemiş, kendilerini toplumdan izole etmiş olması; saygınlığı ve kutsallığı üzerinde hemfikir olduğumuz ‘Aile Müessesesi’nin önündeki en büyük engel değil mi?

Genç OBEZ kızlarımızı, dul kadınlarımızı öncelikle sağlıklarına kavuşturmak, 3 çocuk hedefi içinde olmazsa olmaz değerde bir gerçeklik değil mi?  Yüksek kilolarda evlense bile, zamanla eşler tarafından yaşatılan psikolojik baskı ve şiddet ile ayrılan, boşanan, aşağılanan, hor görülen kadınların varlığını veya bu aile içi dejenerasyon emarelerini algılayan yok mu?

Aile ve Evlilik müessesesi içinde olmadan çocuk teşviki, ahlaki veya sosyal olamayacağına göre, bu durumda olan milyonlar evlenemeden nasıl çocuk yapacak; evlenemeyen, çocuk yapamayan bunca geniş bir kitlenin bilinç altlarına kazınan mutsuzluk ve umutsuzluk önderliğinizde hedeflenen büyük Türkiye’nin handikabı olmayacak mı!

Diyelim ki kişi, kilolu veya Obez bir şekilde evlendi, hamilelikle birlikte 100-120 hatta daha fazla kiloda bir bayandan çocuk doğurmasını kim bekleyebilir?  Bu hem doğmaya aday çocuk için, hem de anne için açık bir intihar değil midir? Daha ötesi bu kadar açık gerçek varken, anneleri daha da zorlamak, hem anne’ye, hem de yetişecek çocuğa yönelik planlı cinayet olmaz mı?

Bizde yoğunluğu çok daha yüksek olan, istatistiksel doğruları ve saf gerçekleri yansıtan çok fazla veri mevcut.

Bunları göz ardı etmeyip, bu kapsamda olan ve bu kapsama girmeye aday kadınlarımıza daha verimli ve kendisiyle barışık bir topluma ulaşabilmek adına; ideal ve sağlıklı kilosunda olmadan: ‘Üç çocuk’ isteğini nasıl karşılıyorsunuz? “Siz ne istiyorsunuz?” diye sormayı lütfen ihmal etmeyiniz!

Bunu sormak ve onları düşündüğümüzü yalnızca telaffuz etmek de yeterli değildir!

Onları büyük bir Gelişerek Değişim ve Toplumsal Atılım Projesi’ gibi milli bir ‘Hedef Proje’ kapsamında sahiplenmek ve çözümler üretmek üzere, siyasi boyutlarda katılımcı ve sosyal devlet zarafetini de kapsayacak düzenlemeler ele alınmalıdır.

İşte  Çocuk istemeyen Kadınların,

Kilo Psikolojisi ve Korkuları:

Çocuk istememe nedeni olan psikolojiyi anlatan Örnek MESAJLAR

***99 Kiloyum. Bekar olduğum halde 3 çocuk annesi gibiyim zaten.  Bir de doğum yaparsam, tabi yapabilirsem ne olur bilmiyorum.

***Evlendiğim yıl 79 kiloydum, 3 ay sonra 75 oldum. Şu an 125’im. Neyi değerlendireyim?
Tartı ortada! Bu kiloda ne çocuk, ne de cinsellik düşünebilirim

***Kötü etkiliyor, iğrenç göründüğümü düşünüyorum! 2. çocuğu istiyor eşim ama ben asla kabul etmiyorum. Önce zayıflamalıyım.

***Tek öocuklu olmamın bir sebebi de bu zaten; aman zayıflayayım öyle doğurayım derken yıllar geçti. Ne ben zayıflayabildim, ne bir çocuk daha doğurabildim!

***97 kiloyum. Cinsel yönden etkilemiyor fakat 2.ye hamile kalırsam nasıl taşırım diye hamile kalamıyorum.

***Doğum öncesi 47 kiloydum bazı ilaçlarla ilk doğumda 65 ikincisi 80 üçüncüde zayıflayıp doğum                     yaptığım halde 84 oldum. Şu an 94 kiloyum.

***Evlilik öncesi normaldi. Hamilelikte aldım. daha sonra bir aldım, bir verdim…Hatta 1 verip 5 aldığım da oldu.. 68 kilo ile başlayıp 97 kilo olarak bitirdim hamileliğimi.. sonrasında ise süt olsun diye yedim de

yedim.. eşimin kötü kötü bakışlarını yakalayıp kahroldum… evliliğimin bitmesinde, onun bu yöndeki olumsuz yaklaşımı da bir faktördü…  101,5 kg.

***Kendimi goril gibi hissediyorum. çocuk istemiyorum. Zayıflarsam 2. çocuğu düşünüyorum!.  1.Doğumum normal oldu 2.’sini de normal istiyorum ama bu şartlar altında asla olmaz.

***Doğum öncesi 57 kiloydum. Sonrası 90 kilo oldum.  Beni çok etkiliyor. Eşimde bir sorun yok kilomdan yana.  Ben kendimi çirkin buluyorum(Kilolarımı). Eşim kendisiyle ilişkiye girmememden çok şikayetçi.

***Hamilelikle kilo aldığım için yine aynı süreci yaşamaktan korkuyorum. Daha fazla kilo alırım diye sanırım 2. çocuğu yapmam.

*** Doğum öncesi 63-65 arasındaydım, doğuma 96 kilo girdim 2. çocuk için, bu kilolar yüzünden korkuyorum

***KİLOLU  OLMAK CİNSELLİĞİ TABİ Kİ ETKİLİYOR. SAĞLIKLI ÇOCUK DÜNYAYA GETİRMEKSE AMAÇ, ANNENİN SAĞLIKLI OLMASI LAZIM. BU KİLODA ASLA OLMAZ…

***64 kilo doğum öncesi, doğum sonrası 77 kilo. Bu kilodan kurtulmalıyım yoksa 2. çocuğumu düşünmem imkansız. Yine kilo alma korkusundan dolayı.

***Evlilik öncesi 82 kg. idim. Sonrasında ise 7ayda 93kg, oldum. Sebebi daha çok stres altında olmam.    Kilolarım beni tabi ki çok etkiliyor. Bu kiloda çocuk sahibi olmayı asla düşünmüyorum.

***Çocuk sahibi olmak isterim ve koşullarım bunun için ileride uygun olsa bile mutlaka önce kilo vermem gerektiğini biliyorum.

***Doğum öncesi 52, hamileliklerimde 30 kilo aldım. Sonrasında hemen verdim ama son 10 senede 35 kilo aldım!

***Evlendikten sonra 39 kilo aldım. Çocuk sahibi olamıyorum. Cinsellikte de sıkıntı yaşıyorum. Psikolojik olarak kendimi çirkin hissediyorum.

***Tabi ki etkiliyor, kilo olan her bayan gibi beni de. Eşimin beni o vaziyette görmemesi için köşe bucak saklanırım.

***Evlenirken 64 idim, şimdi 89 kiloyum. Çocuk için doktorum zayıflaman lazım dedi.

***Bebek sahibi olmam için, sağlıklı gebelik için, daha sonrası için, su anda üzerimdeki kiloları atmalıyım.

***Evlendikten sonra 20 kilo aldım. DOGUM YAPMADIM. Ama bu konu da beni korkutmuyor değil… Ben simdi kilo vereceğim, hamilelikte gene alacağım di’mi… Sonra yine aynı dertler başlamayacak di’mi… Ben bu yaptıklarımı tekrar kendi kendime yapabilir miyim sizce?

***50 kiloyla evlendim şimdi 90 kiloyum. Mutsuzum, cinselliği de  kötü etkiliyor. Tabii aynalara küsüyorsunuz, beğenilmediğinizi düşünüyorsunuz.

***İki hamileliğimde de 35’er kilo aldım. Yememe kimse karışmıyordu, sanırım bunun zevkini çıkardım.

***Kilo aldığımdan beri seks olayından uzaklaştım, tabii ki tek sebebi bu değil ama çok çok büyük bir etkisi olduğu yadsınamaz… kendimi hiç beğenmediğim için birinin beni beğeneceğine inanmıyorum

***Çocuk sahibi olabilmek için acilen kilolarımdan kurtulmalıyım. Yoksa asla hamile kalmayı düşünmüyorum.

***Bedeninizi beğenmediğiniz için kendiniz olamıyorsunuz. Cinselliği istediğiniz gibi yaşayamayabiliyorsunuz. Evli olduğum dönemde çocuk sahibi olmak istediğimiz için dr.a gittik. ikimizde de ufak sorunlar olduğu ve bir aylık ilaç tedavisiyle düzeleceği söylendi (özel dr.) Daha sonra devlet hastanesine gittim diyetisyen ve kadın doğum dr.dan klasik diyet listesini aldım. Kadın doğumcuya geçtim. Tek kelime; 10 kilo ver öyle gel dedi yüzüme bile bakmadan! Sinir bozukluğu tabi ki.

İdeal kilodayken hamile kalmak elbette en doğrusu ama insanın gözüne de böyle sokulmaz ki demi L

***Doğum öncesi54, son gebelik kilosu 84! Bu kiloda iken 2. çocuğa gebe kalmak istemiyorum. Ama iki yıl içinde 2. çocuk sahibi olmayı düşünebilirim

***Çocuk sahibi olma düşüncemi çok etkiliyor tabii ki. çünkü bu halimle hamile kalsam ve ilk hamileliğimdeki gibi kilo alsam doğum sırasında herhalde tek sedyeye sığmam. ve doktora gittiğimde dr beni tartmaz bile herhalde. genel de tartılar 100 kg ya kadar ölçer.150 kg olarak çıkarsam tartıya gerisini düşünemiyorum bile!

*** Kendime güvenim sıfır oldu! Çekici olmadığımı sadece eşimin ihtiyaçları olduğu için beni istediğini düşünüyorum. Asla cinsel yaşantım olmasın istiyorum. Çünkü eşimi görmek istemiyorum! O yattıktan sonra yatmak sanki bana çözümmüş gibi geliyor. Çocuğumun olmasını, daha ben bu kadar kilolu değilken bile istemiyordu. Çok kırdı beni, benim anne olma hakkımın olmadığını, bu kiloyla nasıl hamile olacağımı sürekli söylendi. 3 sene benimle çocuk yapmadı.

***Kilolu olmak biraz özgüveni sarsıyor açıkçası. Bu da biraz stres, biraz çekingenlik yapıyor.
Çocuk yapacağım zaman nasıl olacak, ne yapacağım diye şimdiden stres yapıyorum. Kilolu insanlar hem geç çocuk sahibi oluyor hem de zor bir gebelik süreci geçiriyor.

***İdeal kiloma inmeden çocuk sahibi olmak istemiyorum. Benim cinsel performansımda çok da etkisi olduğunu düşünmüyorum. Fakat zayıf olduğumda kendime olan güvenim tabi ki daha da artıyor

***EVLİLİK ÖNCESİ ZAYIF BİR BAYANDIM. EVLİLİK SONRASI TOMBİŞ.
EVLENMEDEN ÖNCE 57 KİLOYDUM. ŞU AN 93.

***Doğumdan önce 61 kg. idim, 8,5 aylık doğum yaptım ve doğum yaptığımda 102 kg’dım.

***Evlendiğimde 67 idim ilk doğumdan sonra hızla kilo aldım ve 1-2 sene sonra obez odım!

***Kilolu olmak cinsel yönden problem teşkil ediyor, hem de çok büyük sorun. Burada olmamı sağlayan şey de bu aslında.

***Her şeyi etkilediği gibi cinsel performansı da etkiliyor bu meret. Her geçen ay bir önceki aydan daha isteksiz ve daha yorgun oluyorsunuz :(

***Kilo vermeden çocuk sahibi olmak istemiyorum çünkü o zaman geri dönülemeyecek biçimde kilo almaktan korkuyorum. Şimdi iştahlıyım çocuk olunca nasıl yerim kim bilir diye korkuyorum. Normal doğum yapmak istiyorum ama sigara içtiğim için zaten tansiyon riski olabilir, bir de çok kilo alırsam nasıl yaparım diye düşünüyorum. Hamile kalmadan önce kiloları vermem gerek.

***Çocuk sahibi olmadan önce ideal kiloda olmak gerekliliği düşüncesindeyim.

Doğumla beraber kilolar kalıcı olabiliyor

***Hamilelik döneminde kilo alacağım için hamile kalmadan önce epey kilo vermek istiyorum.

***79 kiloyum. Hiçbir zaman kiloluyken hamile kalmak istemedim. Bu kilomdayken hamile olma düşüncesi bile beni korkutuyor. Çünkü hamileliklerimde çok kilo alıyorum . (2 çocuk)

***2 senelik evliyim, 57 kilo evlendim, şimdi 69 kiloyum.  Çocuk düşünmeye başlamama rağmen , kiloların üstüne hamilelik kilolarını da ekleyeceğimi düşünerek vazgeçiyorum.

İdeal kiloma ulaşıp en az 1 yıl geçirdikten sonra diye hamileliği erteliyorum

ve çok daha fazlası…,

Yukarıda ancak bir kısmını, kısıtlı şekilde ele aldığımız bireysel duygusal yansımaları bir yere koyarsak, beki de geleceğin Türk ulusunun yapı taşlarını, mozaiklerinin renk zenginliğini hiç düşünmediğimizi fark edeceğiz. Bireysel, toplumsal ve ulusal varlığımızın işlevsel kalitesi ve bu yönde hele ki, siyasi irade sorumluluğunda sarf edilecek ifadeler ve kavramlar yanında atılması istenecek somut adımlar çok daha özenle ve bilinçle yapılmalıdır.

Türkiye halkı, siyasi irade tarafından en bilinçli ve yaptırımcı adımlar atılsa dahi, beş hatta on yıllık süreçte aşağı çekilmesi çok zor olan %36 + %36 gibi bir obezite ve kilolu oranında istatistiğe sahip ve bu oranın %45’ini 15-50 yaş arası doğurabilen kadın nüfusu oluşturuyor! Uygulanan politikalar ile ancak artması muhtemel bu oran; kilolularla birlikte 24 milyonluk bir nüfusa ulaşıyor…

Şimdi, bilimsel çalışmalarla da kanıtlanan, doğurganlığı oluşturan hormonların yağlar dolayısıyla hareket edememesi sonucu hamile kalınamaması gerçeğinden yola çıkarsak, 24 milyon doğurabilmesi beklenen kilolu / obez kadın işlevsel olarak bu duruma uygun olamayacağı gerçeği söz konusu. Diyelim ki yukarıda da bireysel anlamda duygusal ifadelerini aktardığımız çok dikkate alınması gereken hanımların, yalnızca işlevsel olarak ve teknik desteklerle, sonuç odaklı hamile olabildiklerini varsayalım;ki yine bilimsel olarak ifade edilen; obez bir kadının yukarıda da örneklenen benzer psikolojik durumu dahi, negatif şartlanarak bir ömür boyu hamile kalmasına manidir.

Anne çocuk arasındaki kordon bağı ile etrafı yağlarla örtülü bir dünyayı algılayan bir bebek dünyaya mağlup olarak gelecektir.  Bilinçaltı eğilimleriyle obez olmaya aday bir bebek olması nedeniyle dünyaya mağlup gelen nüfus oranı, tek çocuk olması halinde 24 milyon’a tekabül eden Toplam nüfusun %33’ü! Yani her üç Türk’ten biri tabiri caizse ‘engelli’ olarak dış dünyaya yansıyacak! Görünen tablo bu şekilde maalesef, çok ürkütücü bir tablo değil mi Sayın Başbakanımız?

 

Şimdi soruyorum size sayın Başbakanım;  Siz hiç hamile olan bir Bayan’ın 50-55 kg’dan 80-90 kg’a çıktığında hangi duyguları yaşadığını tasvir edebiliyor musunuz?

Bunu hiç birimiz tasvir edemeyiz. Bu yüzden, bayan’ların 2. ve 3. bir çocuğu neden istemeyeceklerini asla tam anlamıyla bilemeyeceksiniz! Bu isteklerimizi karşılıklı anlamlı kılabilmemizin tek yolu; bayanların yaşamakta oldukları duygusal, ruhsal ve sosyal zorlukları, empati kurmaya çalışarak, ‘Kilo Psikolojisi’ne karşı daha sağlıklı, sonuç odaklı ve bilinçli yaşam geliştirmelerine ve gelişerek değişimlerini sürdürmelerine destek olmaktır.

Bu konuda hemfikir olmalıyız.   

Bu yüzden lütfen ‘üç çocuk’ta diretip sadece kendi açımızdan konulan hedefleri ve erkeklerin isteklerini ön plana çıkarmayalım. Hamile kalan kadınları düşünerek, bu Sistem ve Obejenik Dünya’da, hangi hislerle o süreçleri yaşayabileceklerini anlamaya çalışalım.

Hatta öncesiyle ve sonrasıyla, yani toplam sonuçlarıyla birlikte düşünülmesi ve anlamlı çözümler üretilmesi zorunluluğunu savunuyoruz! Akıllı ve etik olan yaklaşım belki de budur.

         Obezite; psikolojik açıdan insanı azaltan, varlığını sorgulatan,

belki de en yaygın MUTSUZLUK  “Umutsuzluk” hastalığıdır.

    OMDER

Kurucu Başkan

Halil KARGULU

 

Psikolog Üstün Performans Uzmanı

SEMİR BERBER

 

İrtibat Adresi:

Meşrutiyet Caddesi 98/3

Tunel – Beyoğlu / İstanbul

Tel: (212) 245 20 33 – 249 56 60

Fax: (212)249 56 75

Mail: bilgi@omder.com